13 Ağustos 2007 Pazartesi

Bergama Antik Kenti

Batı Anadolu’da Bakırçayın geçtiği ovanın kuzeyinde kurulmuş eski uygarlık merkezlerinden biridir. Denizden yüksekliği 60m. olup akropol 335 metrededir. Yapılan kazılarda ele geçen seramik parçalarından burada arkaik dönemde bir yerleşim olduğu anlaşılmaktadır.
Bergama kelime olarak sarp kayalık anlamına gelmektedir.
Tarihte ilk kez Xenophon “Onbinlerin Seferinde ( M.Ö. 400-399 )” geçer. Eski yazılı kaynaklar Bergama’yı bir süre Pers Kralı adını Eretrialı Gonylos’un yönettiğini söyler. M.Ö.334 yılında Pers Krallığı ile birlikte Bergama da Büyük İskender’in eline geçer. İskender’in ölümünden sonra generallerinden biri olan Lysimachos bir seferi sırasında buradan geçerken 9000 talentlik ( 1 talent 26 kilo altın ) hazinesini korumak için Bergama’nın komutanı olan Philetairos’a bırakır. Lysimachos ölünce Philetairos bu parayı kullanarak Bergama Krallığını kurar. Bergama 150 yıl boyunca Helenistik dönemin en parlak merkezlerinden biri olur ( 283-133)
Philetairos ( M.Ö. 283- 263) krallığını Marmara kıyılarına kadar genişletti. Yeğeni I.Eumenes ( M.Ö.263- 241 ) eldeki toprakları korudu ise de Galatlara karşı haraç ödemek zorunda kaldı. I. Eumenes’in oğlu I.Attolos ( M.Ö.241-197 ) Galatlara karşı başarıyla savaştı ve kral unvanını kullanmaya başladı. Attolos sanat ve kültüre meraklı idi. Kentin ilk güzel yapıları onun zamanında inşa edildi. II. Eumenes ( M.Ö. 197-159 ) Roma ile kurduğu yakın ilişkilerle Bergama krallığını Helenistik dönemin en güçlü devletlerinden biri haline getirdi. Dönem boyunca Bergama, eski dünyanın başta gelen kültür merkezleri arasında yer alıyordu. Kentin çok zengin bir kütüphanesi vardı. Akropoldeki en önemli ve en güzel yapılır II. Eumenes tarafından inşa ettirildi. Bu dönemde Brgama mimarlık ve heykeltıraşlık konusunda Helenistik dönemin önderi. II. Eumenes’in kardeşi II.Attalos ( M.Ö. 159-138 ) ve onuda oğlu III.Attalos ( M.Ö.138-133) izledi. III.Attalos ölümünden önce bir vasiyet ile Bergama Krallığını Roma İmparatorluğuna bağışladı.
Bergama Roma cağında da önemli bir merkez oldu. Kent Hristiyanlık döneminde bir piskoposluk merkezi olmuştur. İncil’de sözü edilen yedi kiliseden biri burada bulunuyordu. Bizans çağında kent yeni bir surla çevrildi ve bu surların yapılmasında Helenistik ve Roma kalıntılarındaki taş bloklar, heykeller ve kabartmalar kullanıldı. M.S 716’da bir süre Araplar tarafından işgal edilen kent 1330 yılında Türklerin eline geçti

Hiç yorum yok: